14 Haziran 2012 Perşembe

Kırçiçeği'ne ithafen...

Neyin içinde olduğunu bilemediğin bir hayatta yaşayarak anlamaya çalıştım olup bitenleri. Ne alırsan bir milyon muydu yok ne versen olur muydu? Bir kargaşa içinde geçen hayatın birer yapı taşlarıydık aslında. Yalnızlık içinde yaşadık bir çok şeyi. Bekliyorduk gelecek eceli ve o mutlak sonu. Yaşanan olaylar kimi zaman acı verse de devam edebiliyorduk, yenebiliyorduk ümitsizlikleri umutla. Umut fakirin ekmeği demişler ama kimin bir umudu yoktu acaba merak ediyorum. Ya herkes fakirdi ya da umutsuzluk zenginlik. Nereye kadar gidileceğini kimse bilemezdi bu yolun, neresine kadar? Ben mi idim sadece bunlara anlam veremeyen yoksa herkesti ama ben daha mı çok önemsiyordum? Hep bir soru işareti vardı hayatta belki olmasa daha boktan olurdu ya. Hayatta her şeyin bir zıttı vardı ama birisini bulamıyordum. AŞK. Aşkın zıttı neydi sahiden var mıydı öyle bir şey? Kelime olarak belki türetilebilirdi ama duygu olarak yaşanabilir miydi? O kadar karmaşık bir şeyin zıttıda bir o kadar karmaşık olurdu herhalde. Ne idi bizdeki bu aşık olma tutkusu? Bu bir tutku muydu yoksa bir ihtiyaç mı? Ne kadarda zordu aşkını anlatmak o kişiye. Ona çok yakınken zordu hissedilen şey o heyecan, o hüzün, o sevinç, o korkma, o ürperme daha uzatilabilir bu liste ama ne kadar zordu tüm bunları aynı anda yaşamak. Ağlamak insanı rahatlatır derler ya aslında geçici bir rahatlıktır o yaşanan. Mutlak huzur ölümdür aslında. Tabi bu dünya için. Huzura erdi derler ölen biri için. Yalnızım aslında etrafımda insanlar olsa bile yalnızım. Bu yalnızlık maddi bir yalnızlık değil insan en kalabalık ortamlarda bile yalnızlık hissedebilir. Ama o varsa yanında yalnızlık yok demektir. Neden böyle olduğunu desem de bildiğim bazı şeyler var. Neden bir anda böyle olmuştu herşey? Kızgın mıydı bana yoksa umrunda bile değil miydim artık? O'da mı üzgün, paramparça bir halde yoksa başkası mı var gözlerinde? Gözleriydi beni O'na bağlayan. Görmüştüm gözlerinde ateşböceğini bana bakarken. O ateşböceği ölmüş müydü yoksa sönmüş müydü? İlk defa görmüştüm bir ateşböceği birinin gözlerinde. Bu yüzden olan olmuştu ya. Belki görmesem o an gözlerini söyelebilirdim bütün gerçekleri. İçimde hala bir umut bir kıpırtı ya O'da ile başlayan umut sözcükleri. Diğer türlüsünü düşünüyorum olmuyor dayanamıyorum, yediremiyorum kendime. Belki görmem gerek gözlerimle o ihtimali, yaşamam gerek o anı. O zaman önemli olan ne hissedeceğim. Şans denen şey yoktu bende zaten. Şans mı yoktu yoksa ben mi onu yakalayamadım bilmiyorum. Ama bu böyle nereye kadar gidecekti, nerede bitecekti? Onu görene dek olmamıştı biri bana öyle bakan. Belki önceden yaşasaydım böyle bir şeyi yaşamazdım şimdi ki heyecanı. Ama o ilk ve tekti. Belki öyle kalacak belki değil ama unutmayacaktı bu gözler o ateşböceğini ve sahibi kırçiçeğini...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder